Gülşehri Kimdir, Edebî Kişiliği Nasıldır, Eserleri Nelerdir?

Hayatı hakkında elimizde yeteri kadar kaynak yoktur. Kendisi hakkındaki bilgileri yine kendisine ait eserlerden öğreniyoruz. 13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. Yüzyılın ilk yarısında yaşadığı sanılmaktadır. Çeşitli kaynaklardan yola çıkarak asıl adının Ahmet olduğu tespit edilmiştir. Kırşehir’de doğduğu rivayet edilmektedir. Gülşehri mahlasını da Kırşehir’in Gülşehri olarak anılmasından nispetle aldığı sanılmaktadır. Kendi eserlerinden anlaşıldığı kadarıyla çok sayıda müridi olan bir şeyhtir ve her gece bu müritlerle ayin yaptığı söylenmektedir. Bazı rivayetlerde Mevlana’nın ölümünden sonra Sultan Veled tarafından Kırşehir’e Mevleviliği yaymak için gönderildiği geçmektedir. Bu bilgi Mevlevi olduğu yönünde iddalar üretse Mevleviliği hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. İyi bir eğitim aldığı Arapça ve Farsçadan yaptığı tercümelerle anlaşılmaktadır. İslami ilimlere vakıf, özellikle matematik, mantık ve felsefede maharet sahibi olduğu kaydedilmektedir. Eserlerine de bu engin bilgisini aksettirmiştir. Gülşehri şeyh-derviş olmasından olsa gerek bir çok yer gezmiştir. Ayrıca çok fazla kitap ve şiir okuduğu da bilinmektedir. Kendi çağdaşları ve kendinden önceki şairleri de okumuştur. Tasavvuf kültürüne hakimdir. Hayatını, Türkçenin sanat dili olması için vakfetmiştir diyebiliriz. 1317 yılından sonra vefat ettiği sanılmaktadır. 

Edebî Kişiliği 
14. yüzyılın ilk yarısında Anadolu’da Türkçe eser veren Yunus Emre ve Aşık Paşa’dan sonra eser veren en büyük üç şairden biridir. Türkçenin, kültür dili olması için uğraş vermiştir. Herkesin Türkçeye sırt döndüğü dönemde o Türkçe şiire yönelmiştir. Eserleri Anadolu Türkçesi için önemlidir. Anadolu Türkçesinin şiir dili olarak yerleşmesine öncülük etmiş, Batı Anadolu’da Farisi’nin etkisini kırmıştır. Bununla beraber Farsça eserleri vardır. Hatta ilk eseri "Felekname" Farsça olarak kaleme alınmıştır. Bilinçli bir şairdir. Aruzu başarıyla kullanmıştır. Eserlerini titiz bir üslupla yazmıştır. Şekilci değildir. Çekici bir anlatımı vardır. Didaktik ve kuru bir dil yerine lirizme önem vermiştir. Eserlerinde doğa tasvirlerine yer vermiştir. Yaratıcı bir sanat gücüne sahiptir. Türk edebiyatında ilk kez mahlas kullanan ve bunun endişesini taşıyan ilk kişidir. Gülşehri, Türk edebiyatında hem ilk hikaye yazarı hem de Farsça eserlerden ilk hikaye tercüme eden kişidir. Türk edebiyatında Mesnevi hikayelerinin ilk tercüme ve şerhini yapan da Gülşehri’dir. Genellikle dini ve tasavvufu konuları işlemiştir. İslami ilimlere vakıfdır ve bunu eserlerinde oldukça iyi işlemiştir. Mevlana’dan etkilendiği şiirlerinde görülür. Kendisi de kendisinden sonra gelen şairlerden sonra etkili olmuştur. Bu etki 16. yüzyılın ikinci yarısına kadar sürmüştür. 

Eserleri 
Felekname: Şairin ilk eseridir. Farsça bir mesnevidir. Gazan Han’a sunulmuştur. “Kelam” ilmine ilişkin bir eserdir. Hayat ve ölüm üzerine kurulmuştur. Bu eserde Gülşehri çağdaşlarından ayrı olarak “aşkı” ön plana almamış onun yerine “akla” önem vermiştir. 

Keramat-ı Ahi Evran: Ahi Evran’ın cömertliğini ve kerametlerini anlatır. 167 beyitten oluşur. Şairin ilk Türkçe eseridir. Fakat bazı araştırmacılar bunun Gülşehri’ye ait olmadığını söylemektedir. 

Kuduri Tercümesi: Bu eserin varlığı hakkında bilgiler mevcut olmasına rağmen elimize ulaşamamıştır. 

Mantku’t Tayr: Şairin en önemli eseridir. Feridüddin Attar’ın aynı adlı eserinin tercümesidir. Gülşehri bu eserin bire bir tercümesini yapmamıştır. Çeviriyi yaparken Attar’ın bir çok hikayesini atmıştır. Onun yerine muhayyel hikayeler, “Mesnevi”den, “Kelile ve Dimne”den ve "Kabusname”den de hikayeler eklemiştir. Alegorik bir eserdir. 4437 beyitten oluşur. Tasavvufidir. Burada Simürg Hakkı, Hüdhüd aklı, kuşlar da halkı temsil etmektedir. 

Aruz-ı Gülşehri: Aruz ölçüsü ile ilgili bilgi veren on altı varaklık risaledir. Farsça yazılmıştır. 

Şiirler: Çeşitli şiirleri mevcuttur. Dağınık olarak elimize ulaşmıştır. 


Hazırlayan: Ramazan Direkçi
KAYNAKÇA ALAN, Gülbadi; Gülşehri’nin Hayatı ve Eserleri 
TDV İslam Ansiklopedisi


İçeriklerimiz, pdf anlatımlar dahil, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca korunmaktadır. Telif haklarının herhangi bir şekilde ihlali, başka yerlerde isimsiz yayımlanması, çeşitli kitap kaynaklarında izinsiz yer alması, içeriğin izinsiz kopyalanıp başka bir isimle tanıtılması vb. ile yapan kişi, kişiler veyahut kurumlar hakkında gerekli işlemler başlatılacaktır. 
 Türkçe ve Edebiyat yönetimi.
Daha yeni Daha eski