Ulu Türk milletinin karakterini bire bir işleyen Dede Korkut Hikâyeleri, 12. yüzyılda ortaya çıkmış ve 14. yüzyılda gelişimini tamamlamıştır. Dede Korkut Hikâyeleri'nin, Akkoyunluların yıkılışı zamanında yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Bu nedenle yazıya aktarıldığı tarih olarak 15. yüzyıl gibi bir tarih tercih edilmiştir. Bazı kaynaklarda ise eserin ortaya çıkışının 9. yy. olduğu düşüncesi hâkimdir.
PDF DOSYASI KONUNUN EN ALTINDA YER ALMAKTADIR.
Türk milletinin kadim geleneklerinin İslam inancı ile birleştiği bu anlatılar, Türk destancılık geleneğini de içine almaktadır. Anlatıcısı, Türklerin ulu bilgesi Dede Korkut, Korkut Ata'dır. Korkut Ata hakkında çok fazla bilgi olmamasına rağmen anlatılarda kendine yer edinir. Dede Korkut; hikâyelerin kahramanı değil, anlatıcısıdır.
Peki kimdir Dede Korkut - Korkut Ata?
Hasan Özdemir'in Dede Korkut'un Kişiliği ile İlgili Efsaneler adlı çalışmasında Korkut'un kişiliği, ölümü hakkında şu bilgiler verilmiştir:
"Ozan'ın Korkut Ata'sı hakkında vermiş olduğu bu bilgilerden şu sonuçları çıkarabiliriz:
a) Korkut Ata, Oğuzlann Bayat boyundan olup Hazret-i Muhammed'in yaşadığı zamana yakın bir dönemde yaşamış Müslüman, velayet sahibi bir kişidir,
b) Anadolu halk dindarlığında birçok velî için anlatıldığı gibi Korkut Ata da gaipten haber veren geleceği, olacakları önceden bilen "bilici" (kâhin) bir kişidir. Nitekim hükümdarlığın Kayı boyundan olan Osmanlı hanedanlığına geçeceğini ve Osmanlı hükümdarlığının kıyamete kadar süreceğini önceden söylemiş, bilmiştir,
c) Dede Korkut soy soylayan, boy boylayan, hikmetli sözler sahibi bilge bir ozandır,
ç) Oğuz beylerinin ve halkın töresini, geçmişini bilen, halkın her müşkülünü halleden geleneksel bir eğitici, yol gösterici ve akıl hocasıdır. O sayılan, sevilen bir insandır.
Reşîdü'd-dîn'in (14. yy) "Câmi'ü't-tevârîh" adlı kitabının ikinci cildinde "Târîh-i Oğuz u Türkân u Hikâyât-i Cihângîr-i û" başlığıyla naklettiği Oğuz-nâme'de Korkut Ata için şunları yazmaktadır:
"Bayat boyundan Kara Hoca'nın oğlu olup çok akıllı, bilgili ve keramet sahibi bir insandı. İnal Han Sır Yavkuy zamanında ortaya çıkmıştır. Bu sözleri nakledenin dediğine göre iki yüz doksan beş yıl ömrü olmuştur. Güzel sözleri, söylenen kerametleri ve hakkındaki hikâyeler pek çoktur." Korkut Ata'nın birçok Oğuz hükümdarına vezirlik, müşavirlik yaptığı, bazı beylerin çocuklarına ad verdiğini de öğreniyoruz.
Ünlü Çağatay Şairi Alî Şîr Nevâ'î (15. yy) "Mesâ'imü'l-mahabbe minŞemâ'imi'l-Fütüvve" adlı velîlerle ilgili biyografik eserinde Korkut Ata velî bir kişi olarak kitapta yer almıştır. Nevâ'î, Korkut'un Türkler arasında büyük bir üne sahip olduğunu, onun hem geçmişte hem de gelecekte olacakları bilmekte çok mahir olduğunu belirttikten sonra güzel sözler söylediğini de işaret etmektedir: "Köp mev'ize-âmîz mağzlık sözleri aradadur."
Reşîdü'd-dîn'in Oğuz-nâme'sinden yararlandığı bilinen Ebu'l-Gâzî Bahadır Han "Şecere-i Terâkime" (17. yy) adlı Oğuz-nâme'sinde Dede Korkut ile ilgili şunları yazmaktadır: "Kayı Kara Koca'nın oğlu Korkut Ata (...) Korkut Ata her ne dese İnal Yavı onun sözünden çıkmazdı. Korkut Ata'nın kerametleri çok idi. İki yüz doksan beş yıl ömür sürdü. Üç padişaha vezir oldu." . Ebu'l-Gâzî, kitabın başka bir yerinde Kazan Alp'in Hazret-i Muhammed'den üç yüz yıl sonra yaşamış olduğunu, ihtiyarlık çağında hacca gittiğini yazıyor
Abdülkadir İnan'ın üzerinde durmadığı "seyyidzâdelerden" ifadesi bizce ilgi çekicidir. Öyle anlaşılıyor ki Korkut Ata'nın Hz. Peygamberin soyundan gelen "seyyid"lerden olduğu burada ima edilmektedir. Karakalpakistan'da derlenmiş bir efsane onun kopuzun nasıl yapılacağına olağanüstü varlıklardan öğrendiğini anlatır: "Korkut Ata ormanda yapacağı kopuz için uygun ağacı ararken şeytanlarla karşılaşır. Şeytanlar elindeki çalgıyı görmek isterler. Korkut Ata yaptığı sazı gösterir, sonra onlardan uzaklaşıp bir yere gizlenir ve şeytanların kendi aralarındaki konuşmalarını gizlice dinler. Şeytanlar 'Korkut Ata kopuz yapamaz çünkü bunun sıradan bir ağaçtan yapılamayacağını bilmiyor. Kopuz için iğde ağacının kuru gövdesini almak lazım. Yaban domuzunun yıktığı kuru iğde ağacını... ondan küçük bir yalak oymak gerekir. Bu yalağı devenin derisi ile kaplamalı; kişnemesi her yerden duyulan yaban aygın kuyruğundan teller takmalı. Bunları kuru bir susakın kabuğundan yapılmış bir köprü ile tutturmalı ve telleri sasik kuray (tutkal yapılan reçineli bir bitki) bitkisinin zamkı ile reçinelemeli, işte bu gerçek kopuz olur.' Korkut Ata şeytanların dediklerini yapar ve güzel bir saz meydana gelir. Bundan dolayı o kopuz yapanların pîri sayılır"
Velyaminov-Zerkov'un Sirderya havzasında yaşayan Kazaklardan aktardıkları efsane bize Korkut Ata'nın nasıl ecelden kaçtığını ve bütün çabalarına rağmen ölüme nasıl yenik düştüğünü anlatır. Efsane özet olarak şöyledir: Korkut Ata rüyasında kendisi için mezar kazıldığını görür. Sabahleyin uyanınca rüyasını ölümün kendine yaklaşmakta olduğu biçiminde yorumlayıp oradan kaçar, dünyanın öbür ucuna gider. Fakat orada da aynı rüyayı görür. Tekrar kaçıp bugün mezarının bulunduğu yere gelir. Rüyası üçüncü defa tekrarlanınca karada yaşamayacağını anlar ve su üzerinde hayatını sürdürmeye karar verip hırkasını Sirderya'nın üzerine yayıp üstüne oturur. Orada yüz yıl daha yaşar ve nihayet ölür. Müslümanlar cesedini o 29 civarda bir yere gömerler . Efsanedeki hırkasını su üstüne serip oturması motifini içeren anlatılar geleneğimizde bilindiği gibi çeşitli velî kişiler üzerine de anlatılır.
Dede Korkut Hikâyelerinin Özellikleri:
➤Asıl adı “Kitab-ı Dede Korkut Âlâ Lisan-ı Taife-i Oğuzan”dır.
➤ 12, 13 ve 14. yy.da Doğu Anadolu’da ve Azerbaycan’da yaşayan Müslüman Oğuz boylarının geleneklerini, göreneklerini, iç mücadelelerini, doğaüstü güçlerle, yaratıklarla savaşmalarını ele alır.
➤ 12, 13 ve 14. yy.da Doğu Anadolu’da ve Azerbaycan’da yaşayan Müslüman Oğuz boylarının geleneklerini, göreneklerini, iç mücadelelerini, doğaüstü güçlerle, yaratıklarla savaşmalarını ele alır.
NOT: Bazı kaynaklarda eserin oluşumunun 9. yy.a dayandığı söylenmektedir.
➤ 15. yy.da yazıya geçirilmiştir ve yazıya geçiren kişi hakkında net bir bilgi yoktur.
➤ Toplam on iki hikâye, bir ön sözden oluşur.
Dirse Han Oğlu Boğaç Han, Salur Kazan'ın Evinin Yağmalanması, Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek, Kazan Bey'in Oğlu Uruz Bey'in Tutsak Olması, Duha Koca Oğlu Deli Dumrul, Kanlı Koca Oğlu Kanturalı, Kazılık Koca Oğlu Yigenek, Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi, Begil Oğlu Emren, Uşun Koca Oğlu Segrek, Salur Kazan'ın Tutsak Olup Oğlu Uruz'un Çıkarması, İç Oğuz'a Taş Oğuz'un Asi Olup Beyrek'in Ölmesi
➤ Dresden ve Vatikan nüshası (örneği) olmak üzere iki nüshası vardır.
Dresden nüshasında on iki hikâye tam olarak yer alırken Vatikan nüshasında bu sayı "altı" ile sınırlıdır. Dresden nüshası, "Dedem Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan" olarak adlandırılırken Vatikan nüshası "Hikâyet-i Oğuzname-i Kazan Bey ve Gayri" adıyla karşımıza çıkar.
NOT: Türkistan Nüshası olarak 2019'un sonunda yeni bir nüsha bulunmuştur. Salur Kazan'ın 7 Başlı Ejderhayı Öldürmesi adıyla yayımlanmıştır.
➤Şiir ve düzyazı (nazım-nesir) karışık oluşturulmuştur.
➤ Hikâyelerde az bir şekilde de olsa masalsı unsurlara rastlanır.
➤ Temiz bir dil bulunmaktadır ve dil, yabancı dillerin etkisi altına tam olarak girmemiştir.
➤ Anlatım açık, yalın ve durudur. Kesinlik ifade eder.
➤ Hikâyelerde kahramanlık, en çok vurgulanan ögedir.
➤ Kadına, çocuğa, aileye verilen büyük önem anlatılır. Ön sözde kadın tiplerinden bahsedilir ve Türk kadının gücüne dair bilgiler de aktarılır.
➤ İslamiyet etkisi altında olduğu için dinî unsurlara rastlanır.
➤ Kahramanlar dövüşlerini, Allah ve peygamber sevgisi için yapar.
➤ Türk milletinin karakteristik özellikleri; doğruluk, adalet, güzellik yüceltilir.
➤ Misafirperverlik ve cömertlik insanların ortak özelliğidir.
➤ Türk dünyasında tabiata duyulan büyük saygı aktarılmıştır.
➤ Kahramanların en büyük yardımcısı atlardır.
➤ Hikâyelerde öğütler verildiği için didaktik (öğretici) nitelikler taşımaktadır.
➤ Hikâyelerde yaşanan olaylara, diğer yazılı kaynaklarda da denk gelindiği için tarihî özelliği taşımaktadır.
➤ Hikâyelerde geçen ve hikâyeler adını veren Dede Korkut; yaşlı, herkesin saygı gösterdiği, hakanların bile akıl danıştığı, çocuklara isim koyan, eğlencelerde kopuz çalıp şiirler söyleyen, kırgınlıkları gidermede aracılık eden kişidir.
➤ 15. yy.da yazıya geçirilmiştir ve yazıya geçiren kişi hakkında net bir bilgi yoktur.
➤ Toplam on iki hikâye, bir ön sözden oluşur.
Dirse Han Oğlu Boğaç Han, Salur Kazan'ın Evinin Yağmalanması, Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek, Kazan Bey'in Oğlu Uruz Bey'in Tutsak Olması, Duha Koca Oğlu Deli Dumrul, Kanlı Koca Oğlu Kanturalı, Kazılık Koca Oğlu Yigenek, Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi, Begil Oğlu Emren, Uşun Koca Oğlu Segrek, Salur Kazan'ın Tutsak Olup Oğlu Uruz'un Çıkarması, İç Oğuz'a Taş Oğuz'un Asi Olup Beyrek'in Ölmesi
➤ Dresden ve Vatikan nüshası (örneği) olmak üzere iki nüshası vardır.
Dresden nüshasında on iki hikâye tam olarak yer alırken Vatikan nüshasında bu sayı "altı" ile sınırlıdır. Dresden nüshası, "Dedem Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan" olarak adlandırılırken Vatikan nüshası "Hikâyet-i Oğuzname-i Kazan Bey ve Gayri" adıyla karşımıza çıkar.
NOT: Türkistan Nüshası olarak 2019'un sonunda yeni bir nüsha bulunmuştur. Salur Kazan'ın 7 Başlı Ejderhayı Öldürmesi adıyla yayımlanmıştır.
➤Şiir ve düzyazı (nazım-nesir) karışık oluşturulmuştur.
➤ Hikâyelerde az bir şekilde de olsa masalsı unsurlara rastlanır.
➤ Temiz bir dil bulunmaktadır ve dil, yabancı dillerin etkisi altına tam olarak girmemiştir.
➤ Anlatım açık, yalın ve durudur. Kesinlik ifade eder.
➤ Hikâyelerde kahramanlık, en çok vurgulanan ögedir.
➤ Kadına, çocuğa, aileye verilen büyük önem anlatılır. Ön sözde kadın tiplerinden bahsedilir ve Türk kadının gücüne dair bilgiler de aktarılır.
➤ İslamiyet etkisi altında olduğu için dinî unsurlara rastlanır.
➤ Kahramanlar dövüşlerini, Allah ve peygamber sevgisi için yapar.
➤ Türk milletinin karakteristik özellikleri; doğruluk, adalet, güzellik yüceltilir.
➤ Misafirperverlik ve cömertlik insanların ortak özelliğidir.
➤ Türk dünyasında tabiata duyulan büyük saygı aktarılmıştır.
➤ Kahramanların en büyük yardımcısı atlardır.
➤ Hikâyelerde öğütler verildiği için didaktik (öğretici) nitelikler taşımaktadır.
➤ Hikâyelerde yaşanan olaylara, diğer yazılı kaynaklarda da denk gelindiği için tarihî özelliği taşımaktadır.
➤ Hikâyelerde geçen ve hikâyeler adını veren Dede Korkut; yaşlı, herkesin saygı gösterdiği, hakanların bile akıl danıştığı, çocuklara isim koyan, eğlencelerde kopuz çalıp şiirler söyleyen, kırgınlıkları gidermede aracılık eden kişidir.
İçeriklerimiz, pdf anlatımlar dahil, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca korunmaktadır. Telif haklarının herhangi bir şekilde ihlali, başka yerlerde isimsiz yayımlanması, çeşitli kitap kaynaklarında izinsiz yer alması, içeriğin izinsiz kopyalanıp başka bir isimle tanıtılması vb. ile yapan kişi, kişiler veyahut kurumlar hakkında gerekli işlemler başlatılacaktır.
Türkçe ve Edebiyat yönetimi.